31 Temmuz 2011 Pazar

KOCAELİ'DE POSCO'YA HAYIR EYLEMİ




Yerel gündemle ilgili olarak,Kocaeli’nin Alikahya bölgesinde yapılması planlanan POSCO adlı Koreli bir firmaya ait demir çelik tesisinin kurulmasına karşı çıkılan bir basın açıklamasını protesto eden bir açıklamada yapıldı.hava kirliliğini, kamyonların yayacağı egzoz gazlarının kirliliğini sis bombası ve hava kirliliğini haber veren siren sesleriyle canlandıran eylemde, ellerinde, “kanserden ölmek istemiyoruz”, “Kocaeli de böyle yaşamak istemiyoruz” pankartları tutan vatandaşlar, yüzlerine de maske geçirerek, Kocaeli’de önlem alınmazsa ilerde durumun böyle olacağını, kanser vakalarından ölümlerin hızla artacağını, bunun istenmediğinin mesajını verdiler. POSCOYA Hayır pankartları taşıdılar.Kocaeli Çevre İnisiyatifi adına Mehmet Toker bir açıklama yaparken, KYÖD Başkanı Numan Gülşah’da eyleme destek verdi.
------------------ 
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:
Kısa adı ( EMİRDER ) olan KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ’inin basın açıklamasıdır 

Alikahya ve çevresinde hayatı olumsuz yönde etkileyecek ve Kartepe ilçesi, de dâhil olmak üzere çevre yerleşim birimleri zehir solumak zorunda kalacaktır.

Dil ovasından sonra en fazla kanser vakası görülen bölge Alikahya ve Köseköy bölgeleridir, bu bölgelerde yeterli derecede fabrikalar zaten mevcuttur, yeni bir demir çelik fabrikası bölgenin yok olması demektir, demir çelik fabrikasının ileriki dönemde diğer fabrikalar gibi büyüyüp çevre için daha büyük bir tehdit oluşturacaktır.






Demir çelik fabrikasının yerleşim birimlerine yakın kurulması cennet gibi ilçemiz Kartepe’ yi yok etmek demektir, fabrikadan yayılacak duman ve toz bulutları, gelip giden taşıma araçlarının egzoz gazları ile hava kirliliği bölgemizde büyük sorunlara yol açacaktır.

Her ne kadar sorunsuz bir fabrika görüntüsü çizilse’de bu fabrika bir demir çelik fabrikasıdır asla sıfır zararla çalışmayacaktır, fabrikanın çevremize ve insanlarımıza vereceği zarar fabrika kurulmadan evvel tartışılmalı ve bu fabrikanın yerleşim birimlerinin içine kurulmaması gerekmektedir.

Fabrikaların hala bu bölgelerde kurulmasını anlamış değiliz, demir çelik fabrikası POSCO yerleşim birimlerinin içine değil de daha müsait çorak arazilere ve yerleşim birimlerinin dışına kurulmalıdır.

POSCO demir çelik fabrikasının kurulmak istenen bölgesinde oturan duyarlı halkımızı bu fabrikanın yerleşim birimlerinin yakınına dahi kurulmaması için mücadeleye çağırıyoruz.

POSCO demir çelik fabrikasını kuracak olan sermaye ve kapitalist çevreler halkımızın sağlığını hiç düşünmemektedir, demir çelik fabrikası demek çevrenin ve insanlarımızın büyük zararlar görmesi demektir.

POSCO demir çelik fabrikası Hindistan’ın ODİSHA eyaletinde JAGATSİNPUR bölgesinde kurmak için uğraştığı fabrikasını bölge köylüleri köy girişinde 6 yıldır tuttukları nöbet ile engellemektedirler, Hindistan’da 6 yıldır direnen köylüler POSCO’ya satılan topraklarını geri almak ve fabrikanın kurulmasını engellemek için tam 6 yıldır mücadele vermektedirler, fakat aynı kararlılık ve mücadeleyi bizim halkımızda görememekteyiz.

Hindistanlı mücadeleci köylülere verdikleri mücadeleden dolayı şu ana kadar çeşitli kişi ve kurumlarca 800 civarında dava açılmıştır, 6 yıldır topraklarını emperyalist para babalarına kaptırmamak ve çevreye zararlı bir fabrikayı topraklarına kurdurmamak için mücadele eden Hindistanlı köylüleri gösterdikleri onurlu mücadeleden dolayı kutluyoruz.

Ve aynı duyarlılığı çok geç olmadan Alikahyalı ve Köseköy’lü halkımızdan’da bekliyoruz, çok geç olmadan bu fabrikanın başka çorak ve verimsiz bölgelere kaydırılması için mücadeleye başlanması gerekiyor, eğer mücadelede geç kalırsak oturduğumuz ve yaşam sürdüğümüz bölgeyi kapitalist para babalarına kaptırdığımız an, geleceğimizi yok etmiş oluruz.
( EMİRDER )
KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ 
BAŞKAN 
ALİ AKBAŞ
www.emirder.tr.gg aliakbasmsn@hotmail.com 
-- 
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu,Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu,Kocaeli Sivil Anayasa Platformu ortak mail adresidir. Kocaeli ile ilgili etkinlik ve haber maillerinizi bu adrese yollayabilirsiniz.

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Yavaş ve Sessiz Olur Akarsuların Ölümü-X : TEMA bu işin neresinde?


Karakter bir ağaç gibidir ve şöhret de onun gölgesi,
Gölge, olduğunu düşündüğümüzdür; ağaç ise gerçeğin kendisi.
Abraham Lincoln


Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı ya da kısa adıyla TEMA. Kendi söyleyişleriyle ülkemizin  en büyük sivil toplum kuruluşu.

Geçmişi 11 Eylül 1992 tarihine uzanan vakfın kurucuları arasında, “toprak dede” adı yakıştırılan Hayrettin KARACA ile gerçek doğa dostu ve Tekfen Holding kurucu ortaklarından Ali Nihat GÖKYİĞİT başta olmak üzere toplum tarafından tanınan 26 işadamı ve sanayici de bulunmaktadır.

Kurulduğu günden bu yana TEMA Vakfı ya tek olarak ya da diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, ülkemizin gerek erozyonu önleme ve ağaçlandırma gerekse doğal varlıkları koruma konusunda önemli iş ve eylemlere imza atmıştır.

TEMA’nın HES Raporu

TEMA’nın dokuz uzmana hazırlattığı ve Eylül 2009 tarihini taşıyan “TEMA Vakfı’nın Nehir Tipi HES’ler Görüşü” başlıklı 6 sayfalık raporunda, Nehir Tipi HES’ler artısı ve eksisiyle irdelenerek bir görüş ortaya konmuş. Raporun “sorunlar” kısmında daha önce HES’lerin etkileri konusunda bilinen saptamalar tekrarlanmakta;  “öneriler” kısmında ise, bütüncül havza planlamasının tüm meslek ve sivil toplum kuruluşlarının görüş ve katkısı sağlanarak yapılması; projelerin tek tek değil toplam etkileri göz önüne alınarak irdelenmesi; ekolojik planlama, etkili denetim ve izleme çalışmalarının yasal/kamuoyu gözetimi eşliğinde sürdürülmesi; yerel halkın bilgilendirilmesi; can suyunun durumsallık yaklaşımına göre hesaplanması; EPDK, DSİ ve Orman Genel Müdürlüğü’nün proje izni vermeden önce ilgili yerel kurum ve kuruluşlardan görüş istemesi; mutlaka havza ve akarsu gözlem analizlerine göre bilimsel çalışılması; su kullanım hakkı ile ilgili proje sahiplerinin yükümlülüklerinin yerinde ve etkili bir denetim sistemi ile gözlenmesi; HES projesinden etkilenebilecek tarihi-kültürel ve doğal varlıkların Bölge Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarına bildirilmesi gibi 10 maddeden oluşan bir liste yer almaktadır.

TEMA nerede?

TEMA’nın böylesi bir rapor sonucunda, hala hızla devam etmekte olan HES projeleri ile ilgili bir girişimini/eylemini/kampanyasını gören, duyan ya da bilen var mı? Kendi adıma ben ne gördüm, ne duydum ne de biliyorum!!!

TEMA’nın amaçları arasında doğal varlıkları korumak yer almıyor mu? Kesilen ağaçları, bozulan sucul ve karacıl ekosistemleri, yok olan endemik ya da yerel balık türlerini, boşaltılan yerleşim yerlerini ve o yerlerde yaşayan insanları, tahrip edilen tarihsel, kültürel ve arkeolojik alanları korumak/kollamak yok mu TEMA’nın amaç ve uğraşları arasında?
…mış gibi yapmak

İnsanların beni en çok üzen ve hayrete düşüren davranışları arasında “...mış gibi yapmak” gelir. Doğal olarak önemli kurum ve kuruluşların da.

Ne yazık ki TEMA da bu saydıklarım arasına girmiş bulunuyor. Yani, HES’lerin olumsuz etkileri raporda belirtilmiş olmasına ve buna karşı alınacak önlemlerin sıralanmasına karşın,  herhangi bir mücadeleye girmeden, girmiş gibi görünmek. Ya da karşıymış gibi durup da, açıkça tavır almamak.

İnsanlar gibi kurum ve kuruluşlar da net ve açık olmalı ki, insanların gözünde bir değer kazanarak daha önemli bir konuma gelsinler. Ancak, kurum ve kuruluşlar da insanlar gibi doğar, büyür/gelişir ve sonuçta o dönülmez sona erişirler. Özellikle topluma güven vermeyen, toplumun istek ve gereksinmelerine kulak tıkayan ve “...mış gibi” yapan kurum ve kuruluşlar daha çabuk yıpranır ve o dönülmez sürece daha çabuk yaklaşırlar.

Üç olasılık

Standart ölçütlerde üretim yapan işletmeleri üç olasılık beklediğini söyler dururum öğrencilerime : Birincisi aynı standartlarda üretimi sürdürmek. Ancak, rakipler daha iyisini daha ucuza yaparlarsa, standart ölçütlerde üretim yapmak işletmeler için sonun başlangıcı olur. İkincisi, standartların  gerisine düşmek. Bu durumda, işletme kapanma ya da yok olma sürecine girer. Üçüncüsü ise, standartların üzerinde daha kaliteli ve uygun fiyatla daha iyisini üretmek. Aslında birinci ve ikinci olasılıklar işletmeler ya da kurum/kuruluşlar için birer sorundur. Geriye tek bir olasılık kalmaktadır : Daha iyisini ve kalitelisini, daha uygun maliyetle üretmek. Buradaki üretim mal ya da hizmet olarak düşünülmelidir. Dolayısıyla, hizmet üreten işletmeler/kurumlar ya da kuruluşlar her zaman daha iyi hizmet üretmenin yol ve yöntemlerini aramalı ve bu yolda uğraş vermelidirler. Aynı  durum kar amacı gütmeyen işletmeler ve dolayısıyla TEMA için de geçerlidir…

POSCO'ya dur denilmezse


Ergün DEMİRkocaelidemokrat
BU kentin sanayiye doyduğu su götürmez bir gerçek.
Kent sanayiye doydu doymasına ama birilerinin gözü doymuyor.
Burnumuzun dibine yaptıkları ve daha da yapmayı düşündükleri sanayi tesisleriyle yaşam alanlarımızı bize zehir etmeye devam ediyorlar.
Minareyi çalan çoktan kılıfını hazırlamış bile.
Çevremiz patronlara özel organize sanayi bölgeleriyle dolu.
OSB'ler bir anlamda sanayicinin dokunulmazlık zırhı durumunda.
***
Tıpkı Alikahya bölgesinde olduğu gibi.
Zamanında "akıllı adamlar", "öngörüsü yüksek şahıslar"Alikahya'nın hemen dibini Organize Sanayi Bölgesi ilan etmiş.
Bu bölge yukarıdan İzaydaş, aşağıda otoyol ve onlarca fabrikanın ortasında bir adacık olarak duruyor.
Otoyoldan her günde yüzbirlerce araç geçiyor.
Bunların çıkardığı egzoz gazlarını düşünün.
***
Bunca yıpranmışlığın ortasında kalan Alikahya'nın en büyük şansızlığı ise Güney Koreli POSCO fabrikasının buruya kurulmaya çalışılmasıdır.
Bize çok temiz, çevreyi kirletmeyen bir tesis olarak pazarlanan demir çelik fabrikası POSCO bölge için bardağı taşıran son damladır.
Bölgenin nüfusunu artıracak, altyapısı yeniden elden geçirilecek, yeni yollar yapılacak...
Alikahya'nın trafiği gürültüsü çoğalacak.
***
Kentin yöneticileri sus pus.
Hiç biri çıkıp, "Bu fabrika burada olmaz, kentin dışında, daha uygun bir yerde kurulmalıdır" demiyor, diyemiyor.
Bilakis güvence veriyorlar.
***
Peki POSCO son mu olacaktır?
Elbette hayır.
POSCO'ya dur denilmezse yarın başka fabrikalar da yine aynı bölgelerde yerini alacaktır.
***
Bunun önün alınabilir mi?
Görünen o ki kentin yöneticilerinden bunu beklemek safdillik olur.
Adamlar her yerden saldırıyorlar.
Kamuoyu oluşturuyor.
Tüm bunlar yaşanırken biz Kocaelililer ne yapıyoruz?
Çoğumuz kaderimizi birilerinin eline bırakmış kuzu kuzu gibi bekliyoruz.
Kocaeli Çevre Hareketi, Yuvam Akarca İnsanca Yaşama Meclisi ve Alikahyalı bazı vatandaşların dışında kimsenin kılı kıpırdamıyor.
***
Bilmeliyiz ki; bu gün susarsak yarın konuşmaya, yakınmaya hakkımız olmaz.
Her şeyi üretim, tüketim, daha fazla kar mantığıyla değerlendirirsek...
Havaya, suya, toprağa...
Gelecek nesillerin; kurdun, kuşun, böceğin yaşam hakkına saygı duymazsak doğa bizden mutlaka intikamını alacaktır.



Plajyolu’ndaki Büyükşehir Belediyesi Arıtma Tesisinden çevreye pis koku ve gürültü yayıldığı için şikayetler

http://www.ozgurkocaeli.com.tr/yazi/plajyolu-nda-aritma-tesisinden-sikayet-var-74638.htm

POSCO KOCAELİ HALKINI ETKİLEMEK VE İKNA ETMEK İÇİN HER TÜRLÜ YÖNTEME BAŞVURUYOR

http://www.kyod.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=234:posco-kocael-halkini-etklemek-ve-kna-etmek-cn-her-tuerlue-yoenteme-bavuruyor